Ünlü piyanistten Portekiz’de master class
Türkiye’nin önemli piyano virtüözleri arasında yer alan Hande Dalkılıç, uluslararası arenada tanınan önemli isimlerden. Geçtiğimiz günlerde Portekiz’de düzenlenen “Festival Percursos da Music” kapsamında uluslararası sanatçı olarak davet edilen Dalkılıç, kentin etkileyici atmosferinde Türk bestecilerden eserleri ve son olarak hazırladığı “My Left Hand” adını verdiği albümünde sadece sol el ile çalınan ancak iki elle çalınıyormuş izlenimi veren parçaları dinleyicilerle buluşturdu. Konserin ardından da Portekiz’de Avrupa Piyanist ve Eğitimciler Birliği’nin düzenlediği uluslararası yaz okulunda birçok ülkeden katılım sağlayan öğrencilerle ustalık sınıfı çalışmaları gerçekleştirdi. Her yıl farklı yerlerde gerçekleşen festivalin kapanışında, öğrencilerin verdiği konserin ardından Hande Dalkılıç ve Piyanist Luis Pipa tarafından katılımcılara sertifika takdimi yapıldı.
TARİHİ KENTTE ÇALDIM
Uluslararası kimliğiyle sanatını icra ederken ülkemizi de tanıtan Piyanist Dalkılıç Portekiz deneyimini şöyle anlattı:
“Konserin gerçekleştiği Ponte de Lima aslında Portekiz’den bile daha önce keşfedilmiş bir kent. Turizm ve tarihi özelliklerini kaybetmemek için orada bir çok etkinliğe uluslararası boyutta ev sahipliği yapılıyor. Belediye bu amaçla müzik festivali düzenliyor . Ben de bu kapsamda davet edildim. Özellikle benden Türk bestecilerin eserlerini ve My Left Hand (Sol Elim ) adını verdiğim albümümdeki parçaları icra etmemi istediler. Böylelikle açık hava konseriyle onlar da kentin tanıtımını yapıyorlar. Her konseri farklı bir açık hava mekanında uyguluyorlar. Benim çaldığım yerde arkamda harika bir şapel vardı. Çok iyi ışıklandırma ile çok da profesyonel bir ekiple çalışıyorlardı. Piyanonun akustiği ve sesi iyi kurulmuş ses sistemiyle kaybolmadı. Hatta bugüne kadar gördüğüm en profesyonel ekipti.
ESERLERE FARKLI YERDEN BAKIYORUM
Yaz okulu da bu konserin olduğu yerde ancak konserden bağımsız olarak Portekiz’deki piyanistler birliği tarafından düzenlendi. Sadece öğrencilerin ve eğitimcilerin yer aldığı yaz okulu ortaçağdan kalan tarihi dokusu bozulmadan korunmuş kent ortamına piyanolar taşıtılarak planlanmış. Yaz okulunun ilk akşamında belediye başkan yardımcısını davet ettikleri yemeği ekip kendisi hazırladı ve başkanları olan Luis yemegi kendisi yaptı. Bu onların her yıl adetiymiş. Bu yıl benim katıldığım yaz okulu aslında her yıl düzenleniyor. Her yıl farklı bir uluslararası sanatçı davet ediliyor. Bu yıl ben davetliydim. Hep yeni bir piyanistle çalışma yapıyorlar ki farklı vizyon geliştirsinler. Benim için de kazanımların doğru olması önemli. Eserlere farklı yerden baktığımı , teknik kolaylıklarla sorun çözdüğümü, çok yararlandıklarını söylediler ve takdir ettiler. Bu da benim için büyük gurur ve mutluluk oldu.
ÇEŞİTLİLİK GÜZELDİ
Bu yıl Portekiz, Hollanda, İtalya, Rusya ve Azerbaycan’dan seviyeleri çok yüksek öğrenciler vardı. Onlarla bir hafta boyunca her günün yarısını derslerle birlikte geçirdik. Bizim ülkemize göre çok daha farkı bestecilerden oluşan da bir repertuvar vardı. Virtuozite gerektiren örneğin Çaykovski’nin Çiçeklerin Valsi gibi olağanüstü güzel düzenleme eserler, çok tanımadığımız Ukraynalı bestecilerden eserler de vardı. Bu açıdan eser çeşitliliğini beğendim. Çocukların seviyesi çok yüksek. Biz o seviyeyi Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarında yakalıyoruz. Ancak Türkiye’de bu seviye her zaman karşımıza çıkmıyor.. Son gün gençlerin bu çalışmaları sonunda toplu bir konser verildi ve bizlerden sertifika aldılar.
Temennim ülkemizde de güzel tarihi alanlarda halen yapılmakta olan yaz okullarına belediyelerin de iş birliği yaparak destek olmalılar. Böylece daha çok mekanda sanat ve müzik eğitimi yapılarak turizm için gelen misafirlerin de ilgisini çekerek ülkemizin hem sanat hem mekan olarak daha çok tanınırlığı sağlanmış olur.”